Ramazan ayının bu yıl koronavirüs pandemisiyle birlikte yaşanması uykusuzluk ve çok ahenge üzere çeşitli uyku bozukluklarına yol açabilir. Ramazan devrinde en sık görülen sorunun gece – gündüz ritminin kayması olduğuna dikkat çeken uzmanlar, öğlenden sonraki uzun uyumalardan kaçınılmasını öneriyor. Uzmanlar, gece – gündüz ritminin korunabilmesi için yatış ve kalkış rutinleri belirlenmesini ve sabah uyanıldığında kesinlikle pencerelerin açılıp gün ışığı alınmasını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, korona sürecinde idrak edilecek Ramazan ayında meydana gelebilecek uyku problemlerine dikkat çekerek sağlıklı uyku nizamı için değerli tavsiyelerde bulundu.
Sahur nedeniyle uyku bozuklukları oluşuyor
Ramazan ve korona sürecinin birlikte yaşanmasından kaynaklı uyku bozukluklarının meydana gelebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “Bu periyotta çeşitli uyku bozuklukları ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Bunlar uykusuzluk ve çok ahenge olabiliyor. En sık gördüğümüz meseleyse gece-gündüz ritminin kayması ve buna bağlı ortaya çıkan problemlerdir.” tabirlerini kullandı.
Uyku atakları çalışanlarda verimsizliğe yol açabilir
Ramazan ayında gece uykusu sahur nedeniyle bölünebileceğinden gündüz çok uykululuk üzere sorunların oluşabileceğini belirten Prof. Dr. Barış Metin, “Bu durumun en değerli nedeni gece sahur nedeniyle uyanma ve buna bağlı uykunun tam alınamamasıdır. Ramazan ayında bilhassa öğlenden sonraları uyku bastırması, oruç tutanlar için tanıdık bir durumdur. Çalışmak durumunda olanlarda bu uyku atakları verimsizliğe neden olabilir. Çok uyku bastırması dikkat ve bellek bozukluklarına da yol açar, bu nedenle beklenmeyen yanlışlar ve performans kayıpları görülebilir. Bu türlü durumlarda mümkünse öğlenden sonra kısa bir şekerleme yapılması önerilir. Bu şekerlemeler 12:00-13:00 üzere yapılmalı bir saati geçmemelidir.” dedi.
Uzun öğlen uykuları gece-gündüz ritmini bozuyor
Prof. Dr. Barış Metin, Ramazan devrinde öğlenden sonra uzun saatler uyumanın sık yapılan yanılgılardan biri olduğunu söyledi ve kelamlarına şöyle devam etti:
“Özellikle saat 2-3’den sonra yapılan şekerlemeler gece gündüz ritminin tepetaklak olmasına, gece uykusuzluğa neden olur. Ramazan ayı karantinayla birleşince beşerler meskende çok fazla ahenge imkanı bulabilmektedir. Gece-gündüz ritminin bozulması sonucu çok yorgunluk, duygusal ve ruhsal sorunlar de görülebilmekte. Bu durumun gece-gündüz ritmimizi bozmasına müsaade vermemeliyiz. Ramazan ayında ritmimizi koruyabilmek için yatış ve kalkış rutinlerimizin olması ve bu rutinleri takip etmemiz değerlidir. Sabah erken saatte uyanmayıp geç saatlere kadar uyumaya devam etmek de ritmimizi bozan değerli bir yanılgıdır. Öğlene kadar uyumamız, gece uykuya dalmamızı zorlaştıracaktır. Sabah kalktığımızda kesinlikle pencereleri açıp gün ışığı almamız, uykudan uyanmamızı kolaylaştıracaktır.”
Yağlı ve kızartılmış besinler tüketilmemeli
Uyku nizamını bozan bir başka durumun da yemek yenilip yatılması sonucu uykunun sindirim faaliyetlerine bağlı bozulması olduğunu belirten Prof. Dr. Barış Metin, “Bu durumu engellemek için gece yatmadan ve sahurda ağır yenilmemesi gerekir. Uykuya yatmadan evvel yağlı ve kızartma şekli besinler tüketilmemelidir. Bilhassa reflü rahatsızlığı olan bireyler yatmadan evvel yemek yerlerse reflüleri berbatlaşabilir. Reflü uykuyu bozan bir durumdur.” dedi.
Kronik hastalığı olanlar dikkat!
Ramazan ayında kronik rahatsızlığı olan hastaların uyku ve uyanıklık ritmine bilhassa dikkat etmesi gerektiğini tabir eden Prof. Dr. Barış Metin, “Düzenli ilaç kullananlar oruç tutup tutamayacaklarını, tutabilirlerse ilaçlarını hangi saatte almaları gerektiğini kesinlikle hekimlerine istişareli. Tansiyon, damar tıkanıklığı, inme geçirmiş hastaların ve epilepsi hastalarının sistemli ilaç kullanmaları, uyku ve uyanıklık döngülerine daha fazla dikkat etmeleri gerekir.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
