Son periyotta popülerlik kazanan bitkisel bazlı beslenme eğilimi pandemi periyodu ile birlikte daha da hızlandı. Yapılan araştırmalar, öğünlerde bitkisel bazlı beslenmeye yük vermenin sıhhat üzerinde birçok olumlu tesir yarattığını kanıtlıyor. Bitki bazlı beslenmenin tıpkı vakitte hayvansal eserlere kıyasla; daha az güç, toprak ve su kullanımıyla birlikte sürdürülebilirliğe katkı sağladığına dikkat çeken MÜMSAD Genel Koordinatörü, Besin Mühendisi Ebru Akdağ, gezegenimizin sıhhati için bitkisel beslenmenin değerine dikkat çekiyor.
Koronavirüs salgını, tüketim alışkanlıklarında değişime yol açtı. Pek çok kişi bağışıklık sistemini güçlendirmek ve vaktin büyük kısmının meskenlerde geçirilmesi nedeniyle kilo denetimini sağlayabilmek emeliyle bitkisel bazlı beslenmeye yönlenirken, bu beslenme yolunu doğayı koruyabilmek için tercih edenlerin sayısı da yükseliyor.
Bitkisel beslenme yönelimi dünya genelinde artıyor
Dünyadaki birçok insanın Covid-19 salgınıyla birlikte bağışıklıklarını güçlendirmek için bitkisel bazlı beslenmeye ilgisinin arttığını belirten MÜMSAD Genel Koordinatörü, Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, şunları söyledi: “Bitkisel bazlı beslenmede; meyveler, sebzeler, tam tahıllar (ekmek, pirinç, makarna, erişte, kuskus, bulgur, yulaf, arpa gibi), baklagiller ve bitkisel yağlar (zeytinyağı, ay çiçek yağı, margarin vb.) yer alır. Mevsiminde meyve zerzevat tüketmek, mutfaklardan baklagilleri eksik etmemek ve tam tahılları tercih etmek değerli. Dondurulmuş meyve zerzevatın de mevsimindekiler üzere besin pahası yüksek olduğu için tercih edilebileceği unutulmamalı.”
Gezegenimizin düzgünlüğü için bitkisel bazlı beslenme
Gıda seçimlerimizin sırf sıhhatimizi etkilemekle kalmayıp birebir vakitte çevreyi de etkilediğinin altını çizen MÜMSAD Genel Koordinatörü, Besin Mühendisi Ebru Akdağ, “Günümüzde global besin sistemi dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 20-35’ine katkıda bulunuyor ve arazi dönüşümü, ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik kaybının en önemli nedenleri ortasında yer alıyor. Genel olarak, hayvansal eserlerin çevresel yükü daha fazla. Münasebetiyle diyetimizde bitkisel besinlere daha çok yer vermek hem sıhhatimize hem de gezegenimize yarar sağlayabilir” dedi.
Bitkisel bazlı beslenme trendinin yükseleni margarin
Tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de bitkisel bazlı beslenme trendinin yükselişte olduğunu söyleyen Akdağ, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bu rüzgardan büsbütün bitkisel yağlardan oluşan ve tüm bitkisel eserlerde olduğu üzere kolesterol içermeyen margarin de olumlu etkileniyor. Bilimsel olarak trans yağ içermediği kanıtlanmış, doymuş yağ asidi oranı neredeyse sıvı yağlar kadar olan margarin, hayvansal bazlı yağları tüketmek istemeyenlerin de tercihi oluyor. Ülkemizde Mutfak Eserleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) öncülüğünde bundan 14 sene evvel başlatılan istekli uygulamayla margarinlerde trans yağsız üretime geçildi. MÜMSAD, bitkisel beslenme trendi kapsamında, margarinin yanı sıra; dondurulmuş besin, bitki ve meyve çayları kategorileri ile de ön plana çıkıyor.”
Dondurulmuş besinlere ilgi artıyor
Bitki bazlı beslenmenin yükselen trendlerinden birinin de dondurulmuş besinler olduğunun altını çizen Ebru Akdağ, “Gıdaların besin kıymetlerini kaybetmeden tüketilmesinde ve sağlıklı bir halde saklanmasında en muteber yollardan biri de dondurma süreci. Kısmından koparılan meyve sebzelerin satış noktalarına, oradan da soframıza ulaşana kadar en az 7 günlük bir seyahati var. Bu seyahati sırasında da besin pahasını kaybetmeye devam ediyor. Dondurulmuş besinler ise tesislerin hasat alanlarına yakın kurulması sayesinde, eserlerin en fazla 8 saat içerisinde şoklanmasıyla üretiliyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, dondurulmuş meyve sebzelerdeki besin bedelinin tazelerden bile daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bitki bazlı beslenme yükselişinde ilginin giderek arttığı dondurulmuş besinler, katkısız ve yüksek besin pahasına sahip içeriği ile herkes için 4 mevsim boyunca taze ve sağlıklı seçenekler sunuyor” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
