Yatılım kesiminin çatı örgütü İZODER’in İdare Heyeti Lideri Levent Gökçe, ‘1-7 Mart Sarsıntı Haftası’ kapsamında yaptığı açıklamada, zelzeleye karşı inançlı yapılara sahip olmak için binaların su yalıtımı ile korunması gerektiğini belirterek, “Deprem jenerasyonunda bulunan ülkemizde eski-yeni tüm binalarda su yalıtımı uygulamasının yapılması hayati kıymet taşıyor” dedi.
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER’in, sarsıntı gerçeği ve yalıtım konusunda kamuoyunu bilinçlendirmeyi vazife edindiğini belirten İZODER İdare Konseyi Lideri Levent Gökçe, şöyle konuştu:
“Ülke olarak sarsıntıyla yaşamayı öğrenmeli, inançlı ve kaliteli yapılaşma şuuruyla hareket etmeliyiz. Binalarımız için hayati değer taşıyan Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yalnızca 2,5 yıl evvel yürürlüğe girmesi, sarsıntı neslinde yer alan ülkemizde, binalarımızı korumakta geciktiğimize işaret ediyor. Türkiye’de mevcut bina stokunun yüzde 80’e yakını 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden evvel, yüzde 20’yi aşkını ise 2000-2020 ortası inşa edilmiş durumda. Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2018’den itibaren inşa edilen ve zarurî olarak su yalıtımı yapılan bina sayısı toplam yapı stokunun yalnızca yüzde 1.5’ini oluşturuyor. Toplam 9.8 milyon bina, 28.6 milyon konutun bulunduğu ülkemizde bu oranlar, bugün inançlı bina sayısı konusunda maalesef istediğimiz noktada olmadığımızı gösteriyor.
Çelik donatının dayanımı için gerekli olan su yalıtımı, şimdiye kadar çoğunlukla ihmal edildiği için, ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor. Meğer asgaride 80-100 yıl üzere bir müddet için inşa edilen binalarımız korozyon tesirine karşı korunmuş olmalı. Yönetmelikle, su yalıtımı uygulamalarının hakikat ve standartlara uygun yapılması sağlanacak, böylelikle betonarme içerisinde yer alan demir donatının korunarak kullanım ömrü uzayacak. Bunun için de mevzuatların öngördüğü üzere yapıların her istikametten gelebilecek suya yahut neme karşı korunması için su yalıtımı uygulaması yapılmalı.
2018’de inşa edilen bina 2038’de riskli yapı kümesine girebilir
Bundan sonra inşa edilecek tüm binalarımızda en baştan itibaren yanlışsız su yalıtımının uygulanıp uygulanmadığı sıkı bir kontrolle takip edilmeli. Su yalıtımının zarurî tutulduğu 2018’den itibaren inşa edilen binalarda bile gerçek uygulama yapılmaması halinde inançlı yapılaşma sağlanamaz. Zira yanlışsız su yalıtımı uygulamasıyla korunmayan ve suya maruz kalmaya devam eden yeni binalar da 20 yıl sonra riskli yapı kümesine girecektir. Yanlışsız su yalıtımı, yapının inşaat etabında yapılmalıdır. Daha sonra yapılacak yalıtım ve tesirleri epeyce sonlu olmaktadır. Seçilen materyal, uygulanacak yere nazaran değişkenlik göstermektedir. Geç de olsa su yalıtımının mecburî hale getirilmesini uygun kıymetlendirmeli, binalardaki su yalıtımı uygulamalarını sorgulamalıyız.
Su yalıtımı binamızı ömrü boyunca nemden ve sudan korur
Binalar için yönetmeliğin yayımlanmasını müteakip zarurî uygulamalar ortasında kılınan ve yapı kontrol kapsamına alınan su yalıtımının maliyeti ise bina inşaatının metrekare maliyetlerinin yalnızca yüzde 2-3’ünü oluşturmaktadır. Son derece makul bir maliyetle uygulanabilen su yalıtımı, binamızı ömrü boyunca nemden ve sudan koruyabilir. Üstelik nem görülen binalarda sıhhat sorunu yaşandığını da dikkate alırsak, su yalıtımı sayesinde sağlıklı, inançlı ve konforlu bir hayat alanına sahip oluruz.
Kentsel dönüşüm yalıtımlı ve inançlı binalar için çok önemli
Kentsel Dönüşüm Aksiyon Planı, inançlı yapılar inşa etmek için değerli bir fırsat. Kâfi dayanıma sahip olmayan binalarımızı tespit etmeli, kentsel dönüşüm yahut güçlendirme çalışmalarıyla yalıtımlı ve inançlı hale getirmeliyiz. Kentsel dönüşümün hızlanması için vatandaşlara verilen kredi limitlerinin yükseltilmesi de yeni ve inançlı yapıların hayata geçirilmesini hızlandıracaktır.
Yaşadığınız binayı sorgulayın
Tüm bu bilgiler ışığında yaşadığınız binada su yalıtımı olup olmadığınızı öğrenmek büyük kıymet taşıyor. 5-10 yıllık binalarda bodrum katı yahut çatı katına bakarak su yalıtımı olup olmadığını, su sızıntısı, korozyon, küf üzere izlerden anlayabiliyoruz. Bu izler, binada sorun yaşandığının kıymetli göstergeleridir. Binanın sarsıntıya güçlü olup olmadığını anlamak için direnç testi yaptırılmasını tavsiye ederim. “
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
