DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Halk Radyo’da gazeteciler Elif Doğan Şentürk ile Savaş Kerimoğlu’nun sorularını yanıtladı. Radyo Vizyon, Harman Radyo, Aşk FM ve Ostim Radyo’da da canlı yayınlanan programda Babacan şu sözleri kullandı:
‘Siyasi davalar hükûmetin ağır tesiri altında’
“Siyasi içerikli davaların maalesef hükûmetin ve hükûmet liderinin ağır tesiri altında sürdüğünü görüyoruz. Yargı daima sinyal bekliyor. Kabahat şahsidir, şahıslarla ilgilidir. Biz siyasi partilerin kapatılma cezasıyla karşı karşıya kalmasına karşıyız. Partilerin mensuplarının, yöneticilerinin hukuk karşısında her an hesap vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. Tabela değiştirmekten kolay bir şey yok. HDP’nin temsil ettiği siyasi çizginin evveliyatında harfin birisi öne, birisi geriye konuyor. Bunlar yanlış formüllerdir, siz şahısların cürüm işleyip işlemediğine bakın.”
‘Vatandaş sabırla Cumhurbaşkanı’nın tavrını bekliyor, o suspus’
“Suç örgütünün başındaki bir insan kendi bağ ağını anlatmaya başladığı vakit insanların merakla izlemesinden doğal bir şey yok. Vatandaşlarımızda önemli bir rahatsızlık var. Sabırla bekliyorlar. ‘Bu kadar itham var, sanki Cumhurbaşkanı ne yapacak?’ diye. Cumhurbaşkanı’nın aldığı tavır çok pasif. Daha çok kenarda bir izleyici rolünde. En ufak mevzuda topa giren Sayın Erdoğan böylesine büyük bir mevzuda suspus.”
‘Siyasi ve maddi menfaati örtmek için kullanılan münasebetlere karşıyız’
“Diyorlar ki ‘Bu bir devlet meselesi’. Devlet sıkıntısını hukuksuzlukla çözemezsiniz. Devletin bekasını, ülkenin bekasını anayasayı, hukuku çiğneyerek, kabahat işleyerek sağlayamazsınız. Birtakım televizyon dizileri, birtakım sinemalarda toplumumuzun bilinçaltına bu kavramı işlemeye çalışıyorlar. ‘Mesele memleket sorunuyla hukuk teferruattır’ üzere. Buna katiyen karşıyız. Bunlar, paylaşılan siyasi ve maddi menfaatin üzerini örtmek için kullanılan yapay münasebetler. Bir devlet hukukla yönetilir.”
‘Suç örgütleri ortasında ‘in’ ve ‘out’ olanlar var’
“Halkın dayanağı zayıflayınca, hata örgütlerinden, mafyavari yapılardan medet uman bir idare anlayışı da hakim olmaya başladı. ‘Kim olursa olsun kâfi ki iktidarı tutalım’. Bu gerçekleri görmek lazım. Dehşetli bir menfaat paylaşımı da kelam konusu. Kabahat örgütleri alanları, onların gerisindeki siyasetçiler, büyük menfaatler var. Bunlar paylaşılamadığı için kimi bugünün ‘in’ örgütü oluyor. Mahpustan çıkanlar, özel yasal düzenlemelerle çıkarılanlar, alan açılanlar… Bir de ‘sana alan kalmadı’ deyip yurtdışına çıkmak zorunda kalanlar. Onlar da ‘out’ örgütler.”
‘Hem hakem hem ekip kaptanı ancak maçın sonucu belli’
“Taban zayıfladıkça, halkın dayanağı zayıfladıkça Sayın Erdoğan farklı iştiraklerle siyasi gücünü bir müddet daha devam ettirmeye çalışıyor. Maçın uzatma dakikaları üzere. Hakemin düdüğü kadrolardan birisinin kaptanının elinde. Hem hakem hem kadro kaptanı. O denli olunca bir türlü düdüğü çalmıyor. ‘Uzattıkça tahminen bir gol atarız’ diye. Maçın sonucu belirli.”
‘İş dünyası ‘Acaba 2023’te seçim olur mu?’ diye soruyor’
“Siyasi çevreler ve programlarda bana daima ‘erken seçim’ soruyorlar. Ancak iş dünyası ‘Acaba 2023 Haziran’da seçim olur mu?’ diye soruyor. Bir formda, anayasal mühlet dolduğu halde ‘Ondan da öteye uzatma çabası olur mu?’ diye soruyorlar. ‘Niye bıraksın ki, bütün güç elinde’ diyorlar. Bu soruyu soranlara ‘Demokrasimiz ölmedi, bu nabız attığı sürece en geç 2023 Haziran’ında bu seçim olur’ diyorum.”
‘Sayın Soylu’nun tüm bildirileri bir kişiyeydi’
“Sayın Soylu’nun canlı yayınında tek bir izleyicisi vardı. Bütün bildiriler birkaç milyona değil, bir kişiyeydi. Sayın Erdoğan da o bildirileri aldı ve ardında çabucak İçişleri Bakanı’nın yanında tavır aldı. Açık, kapalı bir sürü bildiri var. AK Parti’nin 17-25 Aralık’la ilgili resmi tavrı nedir? ‘Bu bir komplodur’. Ülkenin İçişleri Bakanı 17-25 Aralık’a döndü; konutta bulunan paralardan ve para sayma makinelerinden bahsetti. Kendine bağlı bir istihbarat teşkilatı olan bir bakan bu ifadeyi kullanıyor. Çok kıymetli bunlar.”
‘Gerçeklerden koptuğu için ‘İmreniyorlar’ diyor’
“Sayın Erdoğan’ın ‘Bize imreniyorlar’ demesi dünyanın ve Türkiye’nin gerçekliklerinden ne kadar koptuğunun sözü. Hangi ülke bize imreniyormuş, merak ediyorum. Parası pul olan, çiftçisinin traktörüne haciz gelen, yem, ilaç, gübre fiyatlarının bir yılda yüzde yüzden fazla arttığı, esnafın zekât isteme durumuna düştüğü bir ülkeye mi imrenecek yabancılar? Azerbaycan’dan gelen bir görüntü vardı. ‘Beni sabah şantiyeden aradı’ diyor. Etrafındaki üç beş kişi güçlü olunca bütün Türkiye’nin zenginleştiğini zannediyor.”
‘Sermaye küçük bir ışık görse parasını Türkiye’ye getirir’
“Türkiye küçülmüş haliyle bile dünyanın en büyük 20 iktisadından birisi. Biz yerli ve memleketler arası yatırımcılarla daima temas halindeyiz. Küçük bir ışık görsünler; kendi insanımız dışarıda ya da yastık altında tuttuğu birikimlerini ortaya çıkarır. Memleketler arası yatırımcılar da borç olarak değil, sermaye olarak Türkiye’ye para getirir.”
‘Ekonomide büyüme modeli konusunda zıt düştük’
“Kopuş sebeplerimden en değerlisi kural tanımazlık. Mali kural konusunda aykırı düştük. İktisatta sanayi-inşaat istikrarı konusunda ders düştük. Büyüme modeli konusunda aykırı düştük. Ben 2010-2011’de tekrar iktisada dönünce Türkiye iki yıl art geriye yüzde 10 büyüdü. İktisatta ısınma sinyallerini alınca bankacılık sistemi üzerinden soğutma önlemlerini uygulamaya başladık. Bu bile önemli hengame oluşturdu. Sayın Erdoğan ile pek çok bahiste nasıl aksi düştüğüm televizyon programlarında, gazete haberlerinde sabit.”
‘Beştepe bütçe dışı formüllerle yapıldı’
“Beştepe, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle sembolleşti. Aslında birinci inşaatı “Başbakanlık Hizmet Binası” diye başladı. Sayın Davutoğlu’nun başbakan olduğu bir gün yanındaydım, Sayın Erdoğan’dan telefon geldi. Biz orayı cumhurbaşkanlığı yapacağız, dedi. Baştan kurgulanmış, muhakkak. İnşaatı birinci gördüğümde ‘Burası o denli Başbakanlık falan değil, Başkanlık Sarayı’ dedim. Özel sistemlerle, bütçe dışı formüllerle yapıldı orası. Olağan ihale süreçleri değil.”
‘Sayın Bahçeli kâra ortak, ziyandan uzak’
“Sayın Bahçeli her ne kadar kabine üyesi vermediyse de Sayın Erdoğan sorumluluğu paylaşmak için MHP’li birkaç bakan olmasını çok ister diye kestirim ediyorum. Sayın Bahçeli ne yapıyor? ‘İktidarın iştirakinden menfaatim olsun lakin sorumluluğuna karışmayayım’ diyor. ‘Kâra ortak olayım, ziyandan uzak durayım’ diyor.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
