Acıbadem Ankara Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Mahsus “Dünyada her yıl yaklaşık 200 bin bayan yumurtalık kanserine yakalanmakta ve maalesef bu bayanların yarısından fazlası hayatını kaybetmektedir. Bir bayanın hayat uzunluğu yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali yaklaşık 1,3-1,9 olarak hesaplanmıştır” açıklamasında bulundu.
Yumurtalıklar (over) rahmin iki yanında asılmış halde duran ve bayan üreme sisteminin temel taşı olan organlardır. Gebelik oluşması için yumurta gelişimi bu organda gerçekleşir. Ayrıyeten kadınlık hormonları olarak bilinen östrojen ve progesteronun temel üretim yeri tekrar yumurtalıklardır. “Kadın sıhhati bakımından bu kadar temel bir vazifeye sahip olan ve tüm hayat uzunluğu faal olarak çalışan yumurtalıklardan gelişen kanserler ise yumurtalık kanseri olarak bilinir” açıklamasında bulunan Acıbadem Ankara Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Mahsus “Dünyada her yıl yaklaşık 200 bin bayan yumurtalık kanserine yakalanmakta ve maalesef bu bayanların yarısından fazlası hayatını kaybetmektedir. Bir bayanın hayat uzunluğu yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali yaklaşık 1,3-1,9 olarak hesaplanmıştır. Yumurtalık kanserleri tüm bayan kanserleri ortasında en öldürücü kanser olarak bilinir. Geç belirti vermesi belirti verdiğinde çok ileri etaplara ulaşmış olması sebebiyle ‘sinsi’ bir kanser tipi olarak bilinmektedir” dedi.
Erken yaşlarda da görülebiliyor
Yumurtalık kanserinin çok erken yaşlar dahil her yaşta görülebilmekle birlikte en sık gözlendiği yaş aralığı 60-65 yaş ortası olduğunu lisana getiren Dr. Emre Has kelamlarını şöyle sürdürdü: “Tüm yumurtalık kanserlerinin yaklaşık 5-10’unda ailesel yatkınlık gözlenir. Geriye kalan 90 hastada kanser gelişiminin bilinen bir sebebi yoktur. Lakin doğum yapmamış olmak, genital bölgede talk pudrası kullanımı, çok kilo yumurtalık kanseri için risk faktörü olarak sayılabilir. Yumurtalık kanserinin kilo kaybı, iştahsızlık, hazımsızlık, karında şişlik üzere şikayetleri baş gösterdiğinde hastalık ilerlemiş ve tedavi talihi azalmıştır. Sinsi bir kanser tipi olan yumurtalık kanserinden korunmak için yapılabilecek en kıymetli sistem rutin jinekolojik denetimlerin aksatılmamasıdır.”
Her kist kanser değil
“Yumurtalık kanserlerinin 30’u hiçbir şikâyeti olmayan bayanlarda, rutin bayan doğum denetimi sırasında teşhis almaktadır” açıklamasında bulunan Dr. Emre Has “Yıllık yapılacak bayan doğum denetimleri sırasında yapılan ultrasonografi değerlendirmesinde yumurtalıklarda saptanacak bir anormallik kanserin erken tanınmasında ve daha tesirli tedavisinde yardımcı olacaktır. Yumurtalıkta görülen her kist kanser işareti olmamakla birlikte, kistin yapısı, içeriği, etraf dokularla alakası, CA-125 ve HE-4 üzere kandan bakılabilecek kanser belirteçleri kuşkulu görülen kistleri olan hastalarda kıymetlendirilerek bu hastalar için ameliyat kararı verilebilmektedir. Yumurtalık kanserinin temel tedavi formu cerrahidir. Cerrahide temel gaye etkilenmiş tüm dokuların çıkartılması olmalıdır. Ameliyat sonrası hastalığın yaygınlığına nazaran çeşitli doz ve müddetlerde kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanmaktadır. Yumurtalık kanseri sık tekrarlar ve ardışık ameliyat ve ilaç tedavileri ile devam eden bir tedavi süreci olduğu için öteki tüm hastalıklardan fazla sabır ve dayanak gerektirir.”
Düzenli denetim şart
Kanser farkındalığının değerine dikkat çeken Dr. Emre Has kelamlarını şu halde noktaladı: “Zor teşhis koyulan ve öldürücü olan bu hastalığın erken tanısı için rutin takiplerin yapılması çok kıymetli. Hastalığın teşhis koyulması ne kadar gecikirse tedavi bahtı o kadar azalacağı için rutin denetimlerin aksatılmaması, bilhassa ailede kanser öyküsü olan bayanların daha yakından izlenmesinin sağlanması ile yumurtalık kanseri ile savaşta en büyük yardımcımız olacaktır.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
