İstenmeyen ses olarak nitelendirilen gürültü, maruz kalan iş yeri çalışanlarını ve etraftaki insanların sıhhatini olumsuz etkiliyor. Gürültünün çalışma alanından kaynaklanabileceği üzere iş yeri pozisyonunun da gürültüye sebep olabildiğini belirten uzmanlar, tehlikelerin kaynağında sonlandırılmasına yönelik periyodik olarak gürültü ölçümleri yapılması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, çevreyi de olumsuz etkilememesi için iş yerlerinde gürültü önleyici teçhizatların kullanılabileceğini tabir ediyor. Gürültünün 85 desibele ulaşması durumunda patron tarafından çalışanlara kesinlikle kulaklık temin edilmesi öneriliyor.
Üsküdar Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Fakültesi İş Sıhhati ve Güvenliği Kısmı Araştırma Vazifelisi Tuğçe Oral, bilhassa iş hayatında insan sıhhatine tesir eden gürültüyle ilgili değerlendirmelerini ve tavsiyelerini paylaştı.
Periyodik gürültü ölçümleri yapılmalı
İstenmeyen ses olarak nitelendirilen gürültülerin ölçümünde desibel teriminin kullanıldığını belirten Araştırma Vazifelisi Tuğçe Oral, “Gürültüler, ses basıncı düzeyine nazaran hesaplanıyor. İş Sıhhati ve Güvenliği (İSG) uygulamalarında ekseriyetle A skalası pahasına nazaran yapılan ölçüm sonuçları referans alınarak sıhhat ve güvenlik önlemleri geliştiriliyor. İSG çalışmalarında fizikî risk etmenleri kategorisinde bedellendirilen gürültünün en büyük tesiri meslek hastalığına neden olmasından kaynaklanıyor. Gürültü, çalışma alanından kaynaklanabileceği üzere iş yerinin pozisyonu da gürültüye kaynak olabiliyor. Bu nedenle, çalışanların düzgünlük hallerinin sağlanabilmesi için meslek hastalığı oluşumuna neden olacak tehlikelerin kaynağında sonlandırılmasına yönelik periyodik olarak gürültü ölçümleri yapılmalı.” dedi.
Gürültüye maruz kalan çalışanlar için tedbirler alınmalı
Gürültü ölçümlerinin Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite edilmiş işyeri ortam ölçüm laboratuvarları tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Oral, “Yapılan ortam ölçümlerinde çalışma alanı içerisinde gürültüye kaynak olan makine-teçhizat, bilgisayarlar, konuşma sesleri ve çevresel tesirler bir ortada kıymetlendirilerek maruz kalınan azamî gürültü düzeyleri desibel (A) cinsinden hesaplanıyor. Ölçüm sonuçlarına nazaran çalışma alanı içerisinde gürültüye maruz kalan çalışanların fizikî ve biyolojik özellikleri üzere kriterler göz önünde bulundurularak sıhhat ve güvenlik önlemleri alınması gerekiyor.” diye konuştu.
Çalışanlara kulak kollayıcı kullandırılmalı
Çalışma ortamında yapılan ölçümlerde gürültü düzeyinin 80 dB(A) ölçülmesi durumunda, patronun maruz kalan çalışan sayısına yetecek kadar kulak esirgeyici donanımlarını hazır halde bulundurması gerektiğini söz eden Oral, “Gürültü düzeyinin 85 dB(A) ölçülmesi durumunda maruz kalan tüm çalışanlara zimmet formu ile birlikte kulak koruyucularının kullandırılması gerekiyor. Gürültü düzeyinin maruziyet hudut kıymetine ulaşması durumunda ise patron, minimum şartları sağlayana kadar işi durdurmalı.” dedi.
Gürültü sınırlaması için akustik pancurlar kullanılabilir
Sanayi ve işyerlerinde gürültü düzeyleri sonlandırılırken ömür alanları ve insan kaldırabileceği düzey baz alınarak optimal şartların belirlendiğini belirten Tuğçe Oral, “Sanayilerde ve hayat alanlarına yakın işyerlerinden kaynaklı gürültülerin sonlandırılmasında tesis planlaması yahut kullanılan makineler çevresel tesir yaratmayacak formda konumlandırılmalı. Yapılan işin niteliğine nazaran çalışma alanı etrafında akustik koruma, akustik pancurlar, susturucular yahut akustik perdeleme sistemlerinden faydalanılabilir.” diye konuştu.
Gürültüler iş performansını ve ömür kalitesini düşürüyor
Oral, gürültülerin bilhassa insan sıhhatini bozduğunu söyledi ve kelamlarını şöyle tamamladı:
“Çalışanlar açısından değerlendirildiğinde iş yerlerindeki gürültüler dolaylı olarak iş performansını etkilediği üzere ömür kalitesinin düşmesine neden oluyor. Çevresel gürültü ise huzurun, sakinliğin bozulmasına neden olduğu üzere vücut yahut ruh sıhhatini da etkiliyor. Gürültüyü önlemek için yerleşim, sanayi ve ticaret alanları planlama basamağında hayat alanlarına uzak konumlandırılmalı yahut ulaşım ağları ile birleşik olarak gürültü düzeyleri hesaplanıp heyetim etabında sonlandırılmalı. Çalışanların ve çevresel olarak maruz kalanların maruziyet düzeyleri belirlenmeli, gürültü düzeyi kıymetlendirme raporları hazırlanmalı, gürültü haritaları çıkarılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
