İYİ Parti Edirne vilayet başkanlığı Etraf ve Şehircilik Bakanlığı vilayet Müdürlüğüne çed müsaade ve kontrol genel müdürlüğüne itiraz dilekçesi gönderdi.
İYİ Parti Edirne Vilayet Lideri Ekrem Demir, ” Firma her geçen yıl kapasitenin artırılmasını istemişir. Yarın bu alanda yetmeyecek ve tekrar yine tabiat yok edilecek, yöre insanları ziyan görecek, ormanlar kesilecek, bölge tümüyle toz-duman-kirlilik ile kaplanarak ekolojik sistem ortadan kaldırılacaktır. Yıllardır köylü büyük bir eziyetin içinde yaşamaktadır. Toprakları ziyan görmekte, ormanları kesilmenin yanında kurumakta, su kaynakları ziyan görmektedir. Hayvanlarını otlattıkları alanlar toz ve yağmurla karışan ziyanlı hususlarla kaplanmıştır” dedi.
Cantaş İnş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından; Edirne İli, Lalapaşa İlçesi, Vaysal ve Hacıdanişment Köyleri sonlarında halihazırda işletilmekte olan Kkalker Ocağının üretim kapasitesinin artırılması ile ilgili olarak 100 ün üzeirndeki dilekçeyi Etraf ve Şehircilik Bakanlığı vilayet Müdürlüğüne çed müsaade ve kontrol genel müdürlüğüne verdi.
Konuya ait açıklama yapan Lider Demir, “Herkesin bildiği üzere kalker; kimyasal bileşiminde en az 90 CaCO3 (kalsiyum karbonat) bulunan kayaçlardır. Kireçtaşı kirecin hammaddesi olmakla bir arada çimentonun 70 ana hammaddesi olarak kullanılmaktadır.
Öncelikle 100 binlik Havza planlarında Istranca Dağlarının güney yamaçlarının Trakya Ovasının su kaynağı olduğu bilinmelidir. Bu bölgede değil taş yahut kalker üzere ocak açmak bir çekiç bile vurulmamalıdır. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Abd. Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı tarafından 2015 yılında yazılan “Açık Taş Ocağı İşletmesinin Etrafa Tesirleri ve Sürdürülebilirliği” başlıklı raporuna nazaran;
Türkiye genelinde sayıları on binlerle tabir edilen açık taş ve kalker ocağı işletmeciliği, zelzele tesiri yaratan patlatmalarla yeraltı sularını yok ederken, çıkardığı toz ile döllenmeyi önlemekte, ağaçların verimsizleşmesine sebep olmaktadır. Taş ve kalker ocaklarının orman ve su üretim alanlarıyla yerleşim yerlerinin uzağında ve ağaçlandırılamayacak kayalık yerlerde açılması gerekmektedir. Taş ocağı işletmelerinin üretim ve sürdürülebilirliği lakin bu türlü sağlanabilir. Aksi durumda halk ve mahkemelerle uğraşır. Ki Trakya’da yıllardır köylüler mahkemelerde resmi raporlar ile resmi kurumlar ve işletmecilerle mahkemeleşmektedir” dedi.
Ocağın ne tıp ziyanlar vereceğini de dilekçede aktardıklarını belirten Demir, “Firma her geçen yıl kapasitenin artırılmasını istemişir. Yarın bu alanda yetmeyecek ve yine tekrar tabiat yok edilecek, yöre insanları ziyan görecek, ormanlar kesilecek, bölge tümüyle toz-duman-kirlilik ile kaplanarak ekolojik sistem ortadan kaldırılacaktır. Yıllardır köylü büyük bir eziyetin içinde yaşamaktadır. Yerleri ziyan görmekte, ormanları kesilmenin yanında kurumakta, su kaynakları ziyan görmektedir. Hayvanlarını otlattıkları alanlar toz ve yağmurla karışan ziyanlı unsurlarla kaplanmıştır” dedi.
“Trakya Bölgesinin su kaynağı da olan bu bölge; ‘’Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nde belirtilen alanlardandır. ‘’Herkes sağlıklı bir etrafta yaşama hakkına sahiptir’’ diyen Anayasamızın 56. Unsuruna nazaran devletin sorumluluğundadır” diyenbaşkan Demir Şunları söyledi:
“Ocak alanı Vaysal ve Hacıdanişment köylerine yakındır. Bu nedenle köylüler esasen yıllardır çalışan işletme ve taş ocağı işletmesinin tozundan, gürültüsünden, köy içindeki trafik ve kirlilik yoğunluğundan bıkmış durumdadır.
Proje alanının kıymetli ana kuş göç yolları üzerinde bulunması nedeniyle birçok kuş cinsinin göç rotası üzerinde bulunmaktadır. Ayrıyeten flora ve faunanın da konusunda uzmanlar tarafından tekrar araştırılarak raporlanması ve bu rapora nazaran tekrar projenin kıymetlendirilmesi ve red edilmesi fikrindeyiz.
Planlanan kalker ocağı ve kırma eleme tesisinden çok yerleşim alanlarının korunan alanlara olan yakınlığı nedeniyle yaratacağı Antropojen (insan kaynaklı) tesirler daha değerlidir. Proje alternatifleri ve kar-zarar alakası de düşünülerek yapılması planlanan Kalker ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesinin mevcut ekosistemler ve biyoçeşitlilik üzerine geri dönüşümsüz bir tesir yaratmayacağı öngörülmüştür.
Bu nedenlerle, Anayasa’nın 17. hususu, 45. Unsuru, 56. hususu, 169. unsurlarına, Etraf Kanunu’na büsbütün ters olan; sağlıklı ve istikrarlı bir etrafta yaşama hakkına ziyan verecek, doğal ömrü ortadan kaldıracak, tüm bölgeyi etkileyecek ve kamu faydasına alışılmamış olan “Cantaş İnş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından; Edirne İli, Lalapaşa İlçesi, Vaysal ve Hacıdanişment Köyleri sınırları” içinde düşünülen kapasite artışı talebinin derhal iptal edilmesini ve ivedilikle sonlandırılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
