Türkiye Ormancılar Derneği Lideri Özkara, Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesitiyle ilgili bugün basın açıklaması yaptı. Özkara, arazözlerin Akbelen’de vatandaşlara su sıkmak için kullanılmasına reaksiyon göstererek, “Biz arazözlerin orman yangınıyla çabada kullanıldığını biliriz. TOMA misyonu yoktur arazöz araçlarımızın. Maalesef orada bu çabayı veren insanlara karşı TOMA vazifesi arazözler tarafından kullanıldığını gördük” dedi.
“65 BİN ADET AĞAÇ…”
Muğla Valiliği’nin dün bölümün yapıldığı alanda 130 bin fidan dikimi gerçekleştirecekleri istikametindeki açıklamasına ise Özkara, “Bunlar büsbütün algı yaratmaya dönük. Sizin elinizde hazır karbon yutakları vazifesi gören 60-70-80-90 yaşındaki ağaçlar varken bunun yerine ‘Ben kestiğim ölçü kadar dikeceğim’ demek kusura bakmayın aklımızla alay etmektir. Paris İklim Sözleşmesi’nde vermiş olduğumuz kelamı de yerine getirmemektir. İki katı dediğine nazaran 65 bin adet ağacın kesildiği anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Özkara’nın açıklamasının tamamı şu biçimde:
“Günlerdir, Muğla Akbelen’de devlet gücünü gerisine almış, güç zehirlenmesi yaşayan şımarık iki holdingin yarattığı ağaç katliamına ve hukuksuzluğa, yüreğimiz yanarak ve acıyarak tanıklık ediyoruz. Anayasanın 169. unsuruna nazaran; ‘Ormanlara ziyan verebilecek hiçbir faaliyet ve harekete müsaade edilemez.’ Fakat tüm dünya kamuoyunun gözü önünde bir orman alanı yok ediliyor. Anayasal bir cürüm, ülkeyi ve ormanları korumakla misyonlu polis ve askerlerin muhafazasında işleniyor.
Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Güç, bilimsel gerçeklere karşın planlı olarak kamuoyunu yanıltıyor ve medyaya geçtiği basın bültenlerinde kendini aklamak için; toplam ruhsat alanının 23 bin 307 hektar olduğunu, bunun yalnızca 78 hektarının orman olduğunu, bu ölçünün da orantısal açıdan ‘oldukça küçük’ olduğunu tez ediyor.
İkizköylüler kömür madenciliğine karşı Akbelen Ormanı’nı ve hayat alanlarını korumak için yıllardır gayret ediyorlar. Türkiye Ormancılar Derneği de yöre köylüsünün açtığı davalara en başından beri müdahil olarak, yargı nezdinde uğraşını vermeye devam etmektedir.
Tüm canlılara sonsuz ömür kaynağı olan ormanları korumak ve geliştirmek, Anayasal bir mecburilik iken; kısa vadede paraya dönüştürmekle birlikte, süratle tükenecek fosil yakıt kömürü tercih ederek ormanı yok etmek, tam bir cehalet ve vandalizm örneğidir. Akbelen Ormanlarından vazgeçmiyoruz.”
