Marmara Bölgesi’nde temmuz yağışları, uzun yıllar ortalamasına nazaran yüzde 11 azaldı, geçen yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 18 arttı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bilgilerine nazaran, Marmara Bölgesi’nde temmuz ayı yağış ölçüsünün uzun yıllar ortalaması 22,5 milimetre gerçekleşti. Bölgeye geçen sene temmuz ayında 16,9, bu yılın birebir devrinde ise 19,9 milimetre yağış düştü.
Böylece bölgede temmuz yağışları, uzun yıllar ortalamasına nazaran yüzde 11 azaldı, geçen yılın tıpkı periyoduna göreyse yüzde 18 artış gösterdi.
Temmuzda Marmara Bölgesi’nde en fazla yağış alan vilayet 70,2 milimetre ile Sakarya, en az yağış alan vilayet ise 5 milimetre ile Balıkesir oldu.
TARIM DÖNEMİNDE DA YAĞIŞLAR YÜZDE 21 AZALDI
Bölgenin tarım döneminde yer alan 1 Ekim-31 Temmuz’daki 10 aylık devirde yağışlar, normaline nazaran yüzde 21, geçen yılın birebir devrine nazaran yüzde 18 azalma gösterdi.
Bu yılın “su/tarım yılı” 10 aylık yağışları Edirne ve Tekirdağ etraflarında yüzde 40’a varan azalma gösterirken, Tekirdağ’da son 60 yılın en düşük yağışı yaşandı.
“AĞUSTOS SONUNA KADAR YAĞIŞ BEKLENMİYOR”
Temmuz yağışlarını pahalandıran İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve Meteoroloji Mühendisi İtimat Özdemir, Marmara Bölgesi’nin bu yıl yağış bakımından çok zayıf bir devir geçirdiğini belirterek “Ağustos sonuna kadar yağış beklenmiyor” dedi.
Değerlendirmesinde, su krizini anımsatan Özdemir, şunlara yer verdi:
“Eylül ayından ağustosa kadar dayanılmaz bir su açığımız var. Su artış geneline baktığımızda artış üzere gözüküyor, normaline ve geçen yıla nazaran lakin bu su artışını Kocaeli, Sakarya, Kırklareli üzere vilayetler aldı. Marmara Bölgesi’ndeki Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, İstanbul üzere vilayetler maalesef yağışı hiç denecek kadar az aldı. Bu durum barajlardaki doluluk oranlarını etkiledi. Afrika kökenli sıcak hava dalgaları temmuzda 3 dalga olarak geldi. Sıcakların bir süre daha devam edeceği öngörülüyor. Bu durumun tarladaki eserlere de çok büyük olumsuz tesiri var. Su açığımız var. Ağustos sonuna kadar yağış beklenmiyor. Kuraklık sarsıntıdan daha tehlikeli. Zira devamlılığı olan bir şey. Zelzelede meskenleri yapıyorsunuz, devam edebiliyorsunuz. Lakin kuraklık o denli değil. Kuraklık kalıcı, suyunuz kalmıyor, tarım alanlarınız ziyan görüyor, çoraklaşıyor. Toprak özelliğini kaybediyor. Bir daha toprağınızı kullanamıyorsunuz. Tahminen de çok yakında su savaşlarını göreceğiz.”
