McKinsey Küresel Enstitüsü (MGI) tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz yıl boyunca tesirini tüm dünyada hissettiren pandemi periyodu bilgilerinin kullanıldığı rapora nazaran; pandemiden evvel yapılan iddiaların gerçekleşme süreci hızlandı. Araştırma sonuçları, pandeminin tesirleri nedeniyle yüzde 25’e kadar daha fazla çalışanın yeni mesleklerde iş bulması gerekebileceğini ortaya koyuyor. Kalıcı hale gelen uzaktan çalışmayla birlikte bağımsız çalışanların sayısında da artış bekleniyor.
Yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, COVID-19 salgının, işimizin geleceği üzerindeki uzun vadeli tesirlerini araştıran yeni bir rapor hazırladı. McKinsey’nin işletme ve iktisat araştırma kolu olan McKinsey Küresel Enstitüsü’nün (MGI) hazırladığı ‘COVID-19 Sonrası İşimizin Geleceği’ raporu pandeminin, işgücü talebi, mesleklerin yapısı, muhtaçlık duyulan maharet ve yetenekler üzerindeki kalıcı tesirlerini ortaya koyuyor. McKinsey’nin bu çalışmayı gerçekleştirdiği sekiz ülke; Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, İspanya, İngiltere ve ABD, global işgücünün neredeyse yarısına mesken sahipliği yapıyor ve global GSYİH’nın yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor.
Raporda; pandeminin, tüketici davranışında ve iş süreçlerinde üç değerli değişim trendini hızlandırdığına dair deliller sunuluyor. Bu trendler; ‘uzaktan çalışmanın yükselişi’, ‘e-ticaret-sanal etkileşimlerin daha fazla benimsenmesi’ ve ‘daha süratli otomasyon-yapay zekâ teknolojileri’. Bu trendlerin, önümüzdeki on yıl içinde, iktisattaki işlerin dağılımını değiştireceği belirtiliyor. Bu sürecin sonucu olarak, çalışmanın gerçekleştirildiği sekiz ülkede, 100 milyondan fazla çalışanın 2030 yılına kadar yeni mesleklerde iş bulması gerekebileceği açıklanıyor. Bu sayı her 16 çalışandan biri anlamına geliyor.
COVID-19 salgını, kalabalık alanlarda müşterilerle yahut iş arkadaşlarıyla yakın çalışmayı gerektiren işlerde büyük kesintilere neden oldu. Bu nedenle araştırmada, meslekleri, iş süreçlerinde muhtaçlık duydukları fizikî etkileşimlere nazaran sıralayan yeni bir yaklaşım kullanıldı. Mağazalardaki kasiyerler, restoranlardaki garsonlar, aşçılar ve otellerdeki resepsiyon vazifelileri üzere fizikî yakınlığı daha yüksek işlerin, müşteri ve iş davranışındaki kalıcı değişiklikler nedeniyle pandemiden sonra en büyük değişimi yaşayabileceği belirtiliyor.
- Uzaktan çalışma kalıcı hale geliyor: MGI, şirketlerin hâlihazırda hibrit uzaktan çalışma modelleri tasarladığı gelişmiş ekonomilerdeki emekçilerin, yaklaşık olarak yüzde 20 ila 25’inin işlerini birçok vakit konuttan yapabileceğini iddia ediyor. Ofisleri kullanan çalışan sayısındaki düşüş; toplu taşıma araçlarının, ofis bölgelerindeki restoranların mağazaların kullanım oranlarının da azalmasına neden olabilir.
- Bağımsız ve esnek çalışanların oranının artması bekleniyor: Uzaktan çalışmanın kalıcı hale gelmesinin, şirket bünyesine girmeden dışarıdan bağımsız çalışanların sayısını da artırması bekleniyor. McKinsey tarafından Temmuz 2020’de yapılan bir ankete katılan 800 global yöneticinin yaklaşık yüzde 70’i, önümüzdeki iki yıl içinde projeler için daha fazla bağımsız emekçi çalıştırabileceklerini söyledi.
- Çalışma coğrafyasında değişim yaşanabilir: Uzaktan çalışma uygulaması, yalnızca ofisleri etkilemiyor. Birebir vakitte çalışanların konut tercihinde de değişime neden oluyor. Pandemiden evvel, yüksek vasıflı çalışanları kendilerine çeken dünyanın en büyük kentlerinin, bu gücü azalıyor. Dijital araçlarla kolaylaşan uzaktan çalışma, çalışanların rastgele bir yerde yaşamalarına ve şirketlerin daha geniş çapta alanlardan işe alım yapmalarına imkân tanıyor.
- İş seyahatleri azalıyor: Ofis kullanımındaki değişimin yanı sıra çevrimiçi toplantıların yaygınlaşmasıyla iş seyahatleri de azalıyor. Raporda; sanal toplantıların, iş seyahatlerinin yüzde 20’sinin yerini alabileceği öngörüsü paylaşılıyor. Bu durumun; restoranlar, oteller ve havayolları için zincirleme tesirlere sahip olacağına dikkat çekiliyor.
- E-ticaret ve sanal süreçler büyümesini sürdürüyor: COVID-19 salgını, tüketicileri ve işletmeleri, süratle ‘teslimat ekonomisine’ geçmeye zorladı. Bu devirde, düşük fiyatlı işlerin; perakende mağazalarından ve restoranlardan, depolara ve dağıtıma kaydığı görüldü.E-ticaret 2020’de, pandemi öncesindeki yaklaşık beş yılın toplamı oranında büyüdü. Çevrimiçi market alışverişi, yemek dağıtımı, bankacılık, tele tıp ve dijital platformlardan cümbüş yayıncılığı arttı. McKinsey anketlerine katılan tüketicilerin yüzde 50 ila 80’i, bu kanalları kullanmaya devam edeceklerini söylüyor.
- Otomasyon ve yapay zekânın daha da yükselmesi bekleniyor; Şirketler, iş yeri yoğunluğunu azaltmak ve talep artışlarıyla başa çıkmak için otomasyonu ve yapay zekâyı benimsemeye başladı. Bu alanda yatırımlar, iktisat düzeldikçe hızlanabilir. Şirketler, üretim süreçlerinde personeller ortasındaki fizikî arayı artırmaya ve bununla birlikte talep artışlarına da ayak uydurmaya çalıştıkları için; otomasyondaki en fazla büyümenin, iç yerde üretim yapan şirketlerde ve depolarda olması bekleniyor. McKinsey’nin 2020 Temmuz ayında yaptığı anket, yöneticilerin yüzde 68’inin otomasyon ve yapay zekâyı daha fazla kullanmayı planladıklarını gösteriyor. Ayrıyeten bu yöneticilerin büyük bir kısmı; dijital çalışma araçlarının, e-ticaret platformlarının ve dijital tedarik zinciri platformlarının daha fazla kullanılmasını beklediklerini belirtiyor.
Sağlık dalı ve STEM alanlarındaki istihdam hissesinin artışını sürdüreceği varsayım ediliyor
Pandemi öncesiyle karşılaştırıldığında, bu devirde harekete geçen trendler, düşük fiyatlı mesleklerde çok daha büyük iş kayıpları yaratabilir. Bu durum, ulaşım ve teslimatta daha net iş büyümesiyle kısmen dengelenebilir. Raporda, değişimden en çok etkilenecek kısımların; üniversite mezunu olmayanlar, bayanlar, etnik azınlıklar ve gençler olabileceği belirtiliyor. Sıhhat kesimi ve STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarındaki yüksek fiyatlı istihdamın hissesinin ise artmaya devam etmesi öngörülüyor. Kimi çalışanların, özel hünerler, daha yüksek sosyo-duygusal kapasite gerektiren ve çok daha yüksek fiyat dilimlerinde iş bulmaları mümkün olan alanlara geçmelerinin gerekeceği vurgulanıyor.
McKinsey & Company Türkiye Ülke Yöneticisi Can Kendi:
“İşgücünün, gelecekte muhtaçlık duyulacak maharetleri ivedilikle kazanması gerekiyor”
McKinsey & Company Türkiye Ülke Yöneticisi Can Kendi raporla ilgili yaptığı açıklamada; “Pandemi, sırf gelecekteki meslek geçişlerini sayısal olarak artırmakla kalmıyor. Tıpkı vakitte, çalışanlara mevcut işlerini sürdürebilmeleri için yine maharet kazandırma zorluğunu kaçınılmaz hale getiriyor. 2020 Ocak ayında yayınladığımız “İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü” raporumuzda 2030 yılında beklenen ülkemizdeki yetenek dönüşümünü ayrıntılıca incelemiştik. Pandemi, raporumuzdaki öngörülerimizin birkaç sene öne çekilmesine sebep oldu. Şirketler, birlikler, kamu kurumları, eğitim kurumları ve bireyler başta olmak üzere tüm paydaşların işgücünün gelecekte en çok muhtaçlık duyacağı maharetleri kazanmasına yardımcı olmak için harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
