Türkiye’nin obezite ile çabasına dayanak sağlamak emeliyle geçen yıl hayata geçirilen Obezite Akademisi, 4 Mart Dünya Obezite Günü için yaptığı açıklamada, obezitedeki tehlikeli artışa dikkat çekti. Obezite Akademisi açıklamasında, “Obezite esasen tehlikeli bir boyutta artıyordu. Pandeminin de tesiriyle insanların kilo alma eğilimindeki artış hızlandı. Obezite ulusal hareket planı acil olarak hayata geçirilmeli” ikazında bulunuldu
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) ile Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) tarafından, Novo Nordisk Türkiye’nin şartsız dayanağıyla hayata geçirilen Obezite Akademisi, 4 Mart Dünya Obezite Günü için yaptığı açıklamada obezitedeki tehlikeli artışa dikkat çekerek, bu mevzuda hazırlanan ulusal aksiyon planının hemen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
OBEZİTE ÖNLENEBİLİR KRONİK BİR HASTALIKTIR
Obezite Akademisi’nin kurucularından TEMD Obezite Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Fahri Bayram açıklamada, obezitenin dünyada olduğu üzere Türkiye’de de toplumun tamamına yayıldığına ve hayatı tehdit eden hastalıkların başında geldiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Bayram, “Oysa obezite kronik, önlenebilir ve kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Fakat sıhhat profesyonelleri ve halkımız obeziteyi bir hastalıktan fazla daha çok kozmetik bir sorun olarak görme eğiliminde. Bu durum obezite ile uğraşta en değerli mahzurlardan biri” dedi.
Prof. Dr. Fahri Bayram, açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Obezite artık çocuklarımızda, gençlerimizde bile gitgide artmakta. Obezite, başta diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, ani mevt, inme ve tansiyon olmak üzere birçok hastalığın temelinde yatan sebeptir. Biz obeziteyi tedavi edersek, bu hastalıkları da tedavi etmiş oluruz. Obezite ve beraberindeki hastalıklarla ilgili tedavi masrafları da iktisada çük büyük yük getiriyor. O nedenle obezitede tedaviden evvel önlenmesi çok daha kıymetli.”
OBEZİTE: ÇAĞIMIZIN PANDEMİSİ
Türkiye’nin obezite ile uğraşına dayanak sağlamak emeliyle faaliyet gösteren Obezite Akademisi’nin kurucularından TOAD Lider Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Yazıcı, Dünya Sıhhat Örgütü datalarına nazaran dünyada 650 milyon, Türkiye’de ise 20 milyondan fazla obeziteli bireyin olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Yazıcı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Obezite yalnızca yeme bozukluğundan kaynaklanan bir hastalık değil. Çevresel, genetik, ruhsal faktörler ile ömür üslubu ve kullanılan ilaçlar da obeziteye neden olabilir. Kilo fazlalığı yahut obezite tanısı koymak için en kolay prosedür beden yükünü (kg) boyun karesine (m2) bölerek, Beden Kütle İndeksi’ni (VKİ) bulmaktır. Bu pahanın 25-29,9kg/m2 olması fazla kilolu, 30kg/m2 üzerinde olması ise obeziteli birey olması demektir. TOAD’ın başlattığı VKİ’nizi hesaplayın kampanyası ile herkes VKİ’sini öğrenerek tedbirini alabilir.”
Obezite için “çağımızın pandemisi” ikazını yapan Prof. Dr. Dilek Yazıcı, “obezite COVID-19 öncesi de esasen önemli bir halk sıhhati sorunuydu, fakat bu devrin getirdiği olumsuz tesirlerle tedbir alınmazsa obezitenin yayılma suratı daha da artacak ve çağımızın pandemisi olacak” dedi.
Obeziteli bireylerde COVID-19’un daha ağır seyrettiğine işaret eden Prof. Yazıcı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Pandeminin en hasar verici yan tesirlerinden biri de meskende kalınan devirde kilo idaresinin yeterli yapılamaması oldu. IPSOS araştırma şirketinin yürüttüğü bir çalışmaya nazaran, Türkiye’den araştırmaya katılan yetişkinlerin 42’si pandemi başladığından itibaren kilo aldığını belirtti. Bu şahıslar ortasında ortalama 6.1 kilo alındığını ortaya çıktı. TOAD olarak yıl başından bu yana yürüttüğümüz ‘VKİ’sini Bilmeyen Kalmasın’ kampanyasına katılan yaklaşık 22.500 kişinin ortalama VKİ’si ise, 28.9 çıktı. Yani toplum olarak fazla kilolu olduğumuz bir defa daha tescillendi.
Obezite ile gayrette hepimize vazife düşüyor. Obezite geleceğin Ulusal aksiyon planlarının acil olarak devreye alınması gerekiyor.”
OBEZİTEYLE ÇABADA HEPİMİZE BÜYÜK MİSYON DÜŞÜYOR
Obezite Akademisi’nin şartsız destekçisi Novo Nordisk Lider Yardımcısı ve Türkiye Genel Müdürü Dr. Burak Cem, Novo Nordisk’in geleceğe istikamet veren tedavilerle insan hayatını güzelleştirmeye odaklı faaliyet gösterdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Dünyanın en büyük vakfı tarafından yönetilen Novo Nordisk, ulvi bir maksatla kurulmuş ve bu gayeyle her yıl yaklaşık 33 milyon hastanın hayatını güzelleştirerek inovatif bir bakış açısıyla gelişim odaklı hareket etmektedir. Küresel misyonumuz; biyoteknolojik eserlerimiz, küresel iş birlikleri ve geleceğe istikamet veren tedavilerimizle 21. yüzyılın en büyük sıhhat meselelerinden biri olan diyabeti yenmek ve obeziteyi değiştirmek.
2021 hayat kurtaran molekül Insulin tarihi bir kilometre taşını işaret ediyor. Bu molekülün mirası üzerine kurulmuş bir şirkette çalışmanın onuruna sahip olarak, giderek büyüyen ve toplumumuzu tehdit eden obeziteyle çaba etmek için elimizden geleni yapmaya kararlıyız.
Obezite Akademisi’nin obeziteyle çabada kıymetli adımlar attığını görmek memnuniyet verici. Obezite konusunda farkındalık yaratılması için hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Alınması gereken çok değerli tedbirler var.
Covid-19 pandemisi geçecek lakin diyabet ve obezite pandemi tehlikesi büyümeye devam ediyor. Bu nedenle öncelikle kamuoyunu obeziteyle gayret etmek konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Biz de Novo Nordisk olarak bu alanda bir çok güçlü iş birliği yapıyor ve öenmli projeleri destekliyoruz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
