Dünya Sıhhat Örgütü’nün aldığı kararla her yıl mayıs ayının birinci salı günü olarak belirlenen Dünya Astım Günü kapsamında açıklama yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, “Astım kronik fakat yönetilebilir bir hastalık. Hastaların hayat standartlarını en yeterli biçimde devam ettirebilmeleri için tedavilerini tertipli olarak almaları çok değerli.” dedi.
Astım hastalığına dikkat çekmek ve toplumu bilinçlendirmek emeliyle Dünya Sıhhat Örgütü tarafından belirlenen Dünya Astım Günü kapsamında, hastalık ile ilgili değerli bilgiler paylaşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, “Astım hastalığı büsbütün ortadan kalkan bir hastalık değil, daima devam eden, kronik bir hastalık. Bu yüzden süreci yönetmek çok kıymetli. Kollayıcı tedavilerle hasta atağa girmeden birkaç semptomla süreci atlatabiliyor. Bu sebeple hastaların ilaçlarını sistemli olarak kullanmaları çok değerli. Tedaviye ahenk süreci astım hastalığında kilit bir rol oynuyor.” diye konuştu.
“Solunum sistemi hastalıkları son 3 yılda en çok hastane yatışına sebep olan hastalık kümeleri ortasında yer alıyor”
Astım ataklarında hastaların nefes darlığı, öksürük, hırıltılı soluk alıp verme ve göğüste baskı hissi üzere yakınmalar yaşadığını söyleyen Yıldırım, “Atakların sık tekrarlaması hastaların akciğer kapasitesinde azalma olmasına ve akciğerlerin erken yaşlanmasına neden oluyor. Hastaların ilaçlarını aksatmadan sistemli olarak almaları atakları en aza indirecektir.” dedi.
Kronik hastalıklara sahip bireylerin çok daha önlemli olması gereken bir süreçten geçtiklerini belirten Yıldırım, “COVID periyodu ile daha öne çıkan bir ivme ile, teneffüs sistemi hastalıkları son 3 yılda açık orta farkla en çok hastane yatışına sebep olan hastalık kümeleri ortasında yer alıyor.” dedi.
COVID ile enfekte olma riski telaşıyla mevcut astım hastalarının birçoğunun tabiplerinin verdiği tedaviye ahenk göstererek ilaçlarını nizamlı kullanmaya başladığını sevindirici bir gelişme olarak paylaşan Yıldırım, “Önceleri yalnızca semptomatik olduklarında ve alevlenme devirlerinde ilaç kullanmakta olan birtakım hastaların sistemli tedaviye ahenkleri sayesinde daha rahat nefes almanın memnunluğunu yaşadıklarını duyuyoruz.” diye konuştu.
“Astımda salgın periyodunda yeni teşhis oranlarında düşüş gözlemleniyor”
Yıldırım öbür yandan, “Salgın şartlarında riskli kümede yer alan astım hastalarının izolasyonla kendilerini muhafazaları, hastaneye gitmemeyi tercih etmeleri ve tabiplerin salgınla çabaya öncelik vermiş olması sebebiyle, hem yeni teşhis oranlarında düşüş gözlemliyoruz, hem de mevcut hastaların bir kısmının tedavi ve takip süreçleri aksıyor.” dedi.
“Çocuk hastalarda aileye büyük vazife düşüyor”
Çocuk hastalarda ise aileye büyük misyon düştüğünü belirten Nurhayat Yıldırım, astımlı çocukların aktivitelerini engellememek ve yanlarında sigara içmemek gerektiğinin bilhassa altını çizdi. Gebelikte de astım tedavisinin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, hamile astım hastasının atağa girmesinin bebek için önemli sıkıntılar oluşturabileceğine dikkat çekti.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
